Burak İĞLİKÇİ

Burak İĞLİKÇİ

LGBT ve Etki Ajanları

LGBT ve Etki Ajanları

Öncelikle LGBT nin kısa bir açıklamasını yaparak yazımıza giriş yapalım.Devamında ise bu tür organizasyonlar içinde etki ve nüfuz ajanları nasıl iş yürütür,kısaca ona da değinelim. Değerli okurlar. 

“LGBT”, eşcinsel hakları mücadelesinde kullanılan çatı kelimedir. Açılımı lezbiyen, gay, biseksüel ve transeksüel kelimeleri'nin baş harflerinden oluşan LGBT ifadesi, 1900'lü yıllardan itibaren kullanılmaya başlamıştır. LGBT'nin ülkemiz dahil onur yürüyüşü, her yıl Haziran ayının sonlarında Dünya genelinde kutlanan ve Stonewall ayaklanmasının yıl dönümünde gerçekleştirilen, LGBT bireyler ve LGBT bireylere destek veren kişilerin katılımıyla gerçekleşen bir dizi etkinlikler ve törenler bütünüdür. 


Stonewall ayaklanmasında ne oldu,Eşcinsellik 1960’lı yıllarda ABD’de psikolojik bir hastalık olarak görülüyor ve bulaşıcı olduğu düşünülüyordu. Bu nedenle eşcinsel bireyler fişleniyor, eğitim gibi çeşitli alanda çalışmalarına izin verilmiyordu. Bir araya gelmeleri ve sosyalleşmeleri hoş karşılanmazken, kafeler ve barlar da onlara içecek servis etmiyordu. Birlikte dans eden iki kadın veya iki erkek gözaltına alınma riskiyle karşı karşıyaydı. Eşcinsellerin o dönem gittiği az sayıda bar da polis baskısına kafa tutabilen mafya tarafından işletiliyordu. İşte Stonewall Inn onlardan biri. New York’ta hippilerin yoğun olarak bulunduğu Greenwich Village bölgesinde suyu bile akmayan bir işletme. Fakat 28 Haziran 1969’da bara düzenlenen rutin bir polis baskını sırasında çıkan ayaklanmalar eşcinsel haklar hareketinin miladını belirledi. 4 gün süren olaylar sırasında yüzlerce kişi yaralandı, çok sayıda kişi gözaltına alındı. Eşcinsel bireyler ilk kez “eşcinsel olmaktan utanmıyoruz” dedi.

 

İlk Onur Yürüyüşü 1970 yılında düzenlendi.İlk Onur Yürüyüşü Stonewall Ayaklanması’nın birinci yıl dönümü olan 28 Haziran 1970’te, New York, San Francisco ve Los Angeles’ta eş zamanlı olarak düzenlendi. New York’ta 2 bin kişinin katılımıyla gerçekleşen gösteri, Onur Yürüyüşü’nün yaratıcısı feminist biseksüel Brenda Howard tarafından düzenlendi. Howard aynı zamanda 1970’li yıllarda eşcinsel bireylerin hakları için mücadele eden Eşcinsel Kurtuluş Cephesi’nin de kurucuları arasında yer alıyordu. Stonewall olaylardan kısa bir süre sonra, aralık ayında kapandı. 2007 yılında restore edilerek yeniden hizmete giren bar 2016 yılında dönemin ABD Başkanı Barack Obama tarafından ulusal anıt statüsüne alındı. Müze olarak tarihte yerini aldı.Onur Yürüyüşü’nün ayrılmaz bir parçası haline gelen gökkuşağı bayrağı 1978 yılında Amerikalı sanatçı ve insan hakları aktivisti Gilbert Baker tarafından tasarlandı. Baker’a göre bayrağın her bir rengi LGBTİ+ hareketinin başka bir özelliğini temsil ediyor: Kırmızı hayatı, turuncu şifayı, sarı güneşi, yeşil doğayı, mavi huzuru ve mor ruhu. Baker’dan bayrağı tasarlamasını isteyen ise ABD’de cinsel yönelimini saklamadan belediye meclisine girmeyi başaran ilk eşcinsel siyasetçi Harvey Milk 'tır. 


Türkiye’de Onur Yürüyüşü’nün tarihi, Türkiye’de Onur Haftası ilk kez 1993 yılında “Özgür Cinsellik Haftası” adıyla İstanbul’da kutlanmak istendi ancak valilik izin vermedi. 1994 yılından bu yana organize edilen Onur Haftası etkinlikleri kapsamında LGTBİ+ bireyler ve haklarını konu alan paneller, atölye çalışmaları, film gösterimleri, çeşitli sanat ekinlikleri ile konserler düzenleniyor. 


Bu arada LGBT özellikle Amerika'daki üniversitelerin sosyoloji bölümlerinde yaygın olarak çalışılan bir araştırma alanıdır. Yazımızı toparlayacak olur isek.  Günümüzde örgütlenen LGBT hareketleri lobicilik ve sokak yürüyüşleri; sosyal gruplar, destek grupları ve topluluk etkinlikleri; dergiler, filmler ve edebiyat; akademik araştırma ve yazı; ve iş faaliyetleri gibi çok çeşitli siyasî eylemcilik ve kültürel faaliyetlerden oluşur.


Ülkemizde yoğun olarak bilhassa İstanbul'da,örgütlenen LGBT hareketi, daha çok Beyoğlu'nun İstiklal ve çevresinde etkin hareket edebiliyorlar. Son yıllarda ülkemizde LGBT hareketi etkisini artırmış, eylemlerini yaygınlaştırmıştır. Şu anda medya'yı ve bilhassa sosyal medya sayfalarını meşgul eden gündem konusu olmuştur. Peki tekrardan LGBT konusu gündeme nasıl geldi.  Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Ramazan ayının ilk Cuma günü verdiği hutbede eşcinsellikle ilgili sarf ettiği sözler büyük tepki çekmişti. Erbaş hutbesinde, "Ey insanlar. İslam, zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti. Yılda yüz binlerce insan gayrimeşru ve nikahsız hayatın İslami literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HIV virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim" ifadelerini kullanmıştı.


Bakıyorum çeşitli sayfalarda,siyasilerden,aklınıza gelecek her kesimden diyanet işleri başkanımıza yönelik bir psikolojik savaş başlatmışlar. Sayın Ali Erbaş Kur'anı kerimden okuyor.Kafasına göre yorumlamıyor. Yüce Dinimiz'de Cinselliğe yönelik yasaklar belirtilmiştir. Ama bizdenmiş gibi görünen kriptolar,devşirmeler,dönmeler akılları sıra. İslam dinimize, aile hukukuna ve devletimize karşı böyle söylemlerle algılar da savaş açıyorlar. Bu tip organizasyonları boş bırakmazlar. Gizli servis ajanlarından ,tutunda etki ve nüfuz ajanlarına kadar. Bu oluşumun içinde yer alan kitleleri farkında olmadan kaotik ortam oluşturmak için yönlendirirler. Söylemlerimi doğrular nitelikte kısa bir açıklama sizlere değerli okurlarım. Rus mahkemesi LGBT'yi ajan örgüt ilan etti.Mahkeme, aile değerlerini   reddettiği, sapkın ilişkileri teşvik ettiği, ebeveynlere saygısızlığı teşvik ettiği gerekçesiyle LGBT'nin tüm sosyal ağ sitelerini kapattı. Etki ajanlarına değinelim.


Yaşadığımız 21' nci yüzyılda toplum mühendisi olarak etki ajanlarının rolü aslında propaganda operatörü olmaktır. Propaganda faaliyeti yürüten bu toplum mühendisi dediğimiz etki ajanları halkın zihnini denetim altında tutabilmek için imaj tasarımı üzerinde çalışırlar.Toplumların geleneksel refleks alanları bu kişilerin faaliyet alanlarının temelini içerir. Yani bir nevi yıpratma faaliyeti içindedirler.Bu yıpratma faaliyetleri etkilemeye ve yönlendirmeye çalıştıkları  toplumların dinsel ve ulusal kimlikleridir.Şu an yaptıkları da bir nevi yıpratma faaliyetidir. Sinema film ayağına ailevi değerli hiçe sayan bir çok filmler mevcut. Bizler farkındayız bu tür organizasyon ve yapılarla millete operasyon çekiyorsunuz Zihinsel olarak elimizden geldince oyunlarınızı bozacağız. 


Bir sonra ki yazım da İSLAMAFOBİ VE TÜRKİYEYİ KALEME ALACAĞIM. 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Burak İĞLİKÇİ Arşivi