Yandaş yazarlar'dan AKP'ye şok
Türkiye'nin hemen her anlamda kötüye giden durumu, iktidara yakın medyada da muhalif seslerin yükselmesine neden oldu. Haber olarak yansımasa da söz konusu medya gruplarına mensup yazarlar son dönemde iktidara yönelik çok sert yazılar kaleme almaya başlad
Abdurrahman Dilipak, Faruk Köse, Ali Bayramoğlu, Abdülkadir Selvi ve Etyen Mahçupyan bu isimlerden sadece birkaçı...
Medya, Cumhuriyet tarihi boyunca; hatta daha da öncesinde hep tartışılan bir mecra olmuştur. Kimi zaman etki gücü tartışıldı, kimi zaman ise ‘Dördüncü Kuvvet’ denilerek büyük bir paye verildi. Kamuya hizmet ettiği dönemlerin varlığını kabul etsek de, medya-iktidar ilişkisi sürekli sorgulandı. Tabii tarih boyunca medyanın genel tutumuna bakıldığında, bazı dönemler medya ile ilgili kötü örnekler daha net göze çarptı. Bu kötü örnekler üzerinden gidersek, 27 Mayıs Darbesi öncesi ile 28 Şubat süreci, ilk akla gelen dönem olarak göze çarpar hep. Ancak bu iki dönemi de geride bırakacak bir düzen, şu anda varlığını hissettiriyor. Yolsuzluk soruşturmasından bu yana iktidara yakın medyada hemen her gün onlarca asılsız haber ve hakaret içeren yazılar yer alıyor; medya etiğine hiç de uymayan linç kampanyaları yapılıyor.
ELEŞTİRİLER ARTMAYA BAŞLADI
Ancak 17 Aralık 2013’teki yolsuzluk operasyonundan belli bir süre sonra iktidara yakın medyada yazan birçok yazardan muhalif sesler yükselmeye başladı. Gerek yolsuzluk iddiaları, gerek ekonomideki gözle görülür daralma, gerekse AK Parti’ye mensup bazı isimlerin dini hassasiyetlerle ilgili söylem ve eylemleri, bu medya gruplarının yazar kadrosunda sert eleştirilere maruz kalıyor. İşte bunlardan en dikkat çekenleri…
KEMAL ÖZTÜRK (Yeni Şafak): İktidarı eleştirenler hedef oluyor
Milletvekili yapılmayan eski Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk, 29 Nisan’da Yeni Şafak’taki ‘Meslekte irtifa kaybı’ başlıklı köşesinde, ‘Bizim mahalle’ olarak tabir ettiği iktidara yakın medyaya sert ifadelerle yüklendi: “Bizim mahallede de sürmanşet ve manşet iktidarın yöneticilerine ayrıldı mı, günü kurtarmış oluyorlar. Geride habercilik endişesi, insan yetiştirme derdi olan kimse pek yok. Bir de nevzuhur yazarlar, gazeteciler, tv programcıları peydah olmuş bizim mahallede. İktidara ve yöneticilerine hafiften eleştiri imasında bulunan kim varsa, bu nevzuhur yazarların hedefi haline geliveriyor.”
ALİ BAYRAMOĞLU (Yeni Şafak): Kibir kabarması yaşanıyor
Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu 21 Mayıs 2014 tarihli yazısında, Soma’daki maden faciasından sonra yaşananlarla ilgili iktidara çok sert sözlerle yüklenmişti: “Acılı, ateş düşmüş bir kasabada bir göstericiye tekme atan bir danışmanı bile görevden almayan, alamayan bir iktidar var. Kibir kabarması yaşayan bir ruh hali var. Kutuplaşmanın istikrar ve demokrasi açısından işaret ettiği tehlikeyi görmeyen bir siyasi iktidar var.”
FARUK KÖSE (Yeni Akit): Neyin sarhoşu oldu bu vekiller
*Yeni Akit yazarı Faruk Köse, 4 Ocak 2015’teki yazısında iktidara şu sözlerle yükleniyordu: “Yıllardır iktidarda olmak, seçimlerde zafer üstüne zafer kazanmak, bileğini kimsenin bükememesi insanı bu kadar mı pervasız kılar? Neyin sarhoşu oldu bu vekiller de, Müslüman milletin umudu olan bir parti içinde siyaset yapıp, sonra ne Müslümanlığa, ne de insanlığa sığmayacak bir söylemin mümessilliğini yapar hale geldiler?”
FATMA BARBAROSOĞLU (Yeni Şafak): Batıyoruz!
AK Partili Üsküdar Belediyesi’nin Kâbe maketi ve Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle müftülükte üzerine Kur’an-ı Kerim ayetlerinin basıldığı bir pasta kesmesi Yeni Şafak yazarı Fatma Barbarosoğlu’nu çileden çıkardı. 24 Nisan’da ‘Fransız’ın biri Paris’e Kâbe maketi yapmaya kalkınca....’ başlığı altında şu sert sözleri köşesine taşıdı:
“Maket Kâbe’yi tavaf etmeye kalkan vatandaş olmasaydı konunun vahameti belki de bu kadar ortaya çıkmayacaktı. Mesele vahim. Geçiştirilebilecek gibi değil. Konuyu hangi boyutu ile tartışmalıyız? Ne vakittir her meseleyi kimlikler üzerinden tartıştığımız için bir arpa boyu yol alamıyoruz. Yol almaktan geçtim batıyoruz.”
ABDURRAHMAN DİLİPAK (Yeni Akit): Ahiretinizi berbat edersiniz
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak da son dönemde sık sık yolsuzluk yazılarıyla gündeme gelmeye başladı. En sert olanını paylaşalım. Dilipak, 2 Aralık 2014’te kaleme aldığı yazıda şu ifadeleri kullanıyordu: “Hep söylüyorum: Kadın, para ve makam konusunda bizde zaaf çok büyük. Herkesin kendi içine bakması gerek önce. Bakın, haram para ile hayır yapılmaz. Şeytan bizi Allah’la aldatmasın. Cami, yurt, kurs bahanesinin arkasına saklanmayalım. Zorla hayır olmaz. Yolsuzluk ve torpil konusunda iktidarın herkesten daha dikkatli olması gerek. İktidar yanlıları bu kapıyı aralarsa, bürokratlar kapıyı söker. Bu iş bu dünyadaki rezillikle kalmaz. Ahiretinizi berbat edersiniz.”
MUSTAFA ÖZCAN (Yeni Akit-Vahdet): Mücahitler müteahhit oldu
Vahdet yazarı Mustafa Özcan, Yeni Akit’te yazdığı dönemde enteresan bir yazı kaleme aldı. Özcan’ın 8 Temmuz 2014’teki ifadeleri şöyleydi: “Talut ordusu Ürdün Nehri ile imtihan oldu günümüzde ise genelde Başbakan Erdoğan’ı destekleyen kitleler daha geniş çerçevede dünya ile ve dünyevileşme ile imtihan oldular. Tabir caizse istisnalar hariç dünyaya çakıldılar. Amiyane tabirle mücahitler müteahhit oldu.”
ETYEN MAHÇUPYAN (Akşam): Tek seçim kaybederse biter
Etyen Mahçupyan, 27 Mart 2015’te bir konferansta yaptığı konuşmada, AK Parti’ye oy verenlerin yüzde 70’inin yolsuzluğa inandığını söylüyor: “Son araştırmalarda AK Parti’ye oy verenlerin yüzde 70’i yolsuzluk olduğuna inanıyor. Yolsuzluk da olmuştur. Gerçi yolsuzluk 90 yıldır oluyor, AK Parti hükümetinde de olmuştur. AK Parti de hatalar yapıyor. Sonuçta siyasi bir parti. Bu mekanizmada tek bir seçim kaybederse, AK Parti bitmiştir.”
ABDÜLKADİR SELVİ (Yeni Şafak): AK Parti büyüsü bozuluyor
Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi, iktidarı televizyon ekranlarında en fazla savunan isimlerden. Selvi de yaşanan sıkıntılara sessiz kalamadı. 23 Mart’taki yazısında “Büyü bozuluyor” demek zorunda kaldı: “AK Parti’nin en önemli özelliği millete bir kriz yaşatmaması oldu. Zaten kriz yaşatsa, değil 9 seçimi kazanması, ilk seçimde tepe taklak giderdi. Ama itiraf etmeliyim ki son olaylar halkın zihnini bulandırmaya başladı. Cumhurbaşkanı-Merkez Bankası tartışması Hakan Fidan olayı Ve son olarak çözüm süreciyle ilgili tartışmalar. AK Parti’nin bir büyüsü vardı. Kitleler AK Parti’yi istikrarın sembolü olduğu için tercih ediyordu. Bu büyü bozuluyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.