Burak İĞLİKÇİ

Burak İĞLİKÇİ

Taceddin Sultan Dergahı ve Yazıcıoğlu

Taceddin Sultan Dergahı ve Yazıcıoğlu

Ankara'nın Hacı Bayram-ı Veli'den sonra en önemli manevi büyüğü sayılan Taceddin-i Veli Hazretleri Türbesi. Öncelikle kısa bir giriş yapalım. Ankara’nın manevi merkezlerinden biri olan Taceddin Dergâhı, 17. asır mutasavvıflarından Taceddin-i Veli Hazretleri’nin dergâhıydı. İstiklâl marşımızın yazılışına da şahit olan bu mekân, Hacı Bayram Veli Türbesi’nden sonra Ankara’nın ikinci büyük dinî ziyaretgâhıdır.

Adını dergâha veren Şeyh Taceddin Sultan; Selçuklu Devleti’nin son zamanlarında yetişmiş, Osmanlı Devleti’ninse kuruluşunda manevî önderlerden olmuş Kayserili Şeyh Tâceddin Veli Hazretleri’nin soyundan gelen Şeyh Taceddin Mustafa Sultan’dır.

On yedinci yüzyılda Bursa’da Üftade ve Aziz Mahmud Hüdaî Dergahları’nda yetişerek Ankara’ya geldi. Vefatında da buraya defnedildi.Sultan 2. Abdülhamit tarafından günümüzdeki şekliyle yenilenen dergâh, İstiklâl Harbi yıllarında, dergâh şeyhi tarafından Mehmet Akif Ersoy’a tahsis edildi. Akif, burada Taceddin Sultan’ın feyzinden ilham alarak İstiklâl Marşımızı yazdı.

Dergâhın bir bölümü 1949’da şehir meclisinin kararıyla “Mehmet Akif Evi” adını aldı ve müzeye dönüştürüldü. Tasavvufî hayatın beşiği olan Ankara. Tâceddîn Efendi’nin yaşadığı dönem, Ankara’nın bir nevi tasavvufun beşiği olduğu bir dönemdir.

Bayramî, Mevlevî, Nakşî, Halvetî ve Ahî dergâhları ile Hacı Bayram-ı Velî Camii’nin bitişiğindeki Bayramîliğin merkezi olan “Pîr Evi” dolup boşalan birer mektep konumunda faaliyet gösterirler.

Tâceddîn Efendi’nin, Bayramî-Celvetî şeyhi Aziz Mahmud Hüdâyî hazretlerine 1576 yılından sonra Bursa, İstanbul ve Sivrihisar’da intisap ettiği tahmin edilir ve 1601 yılında Ankara Müftülüğü görevine başlayıp, Şeyh Paşa Zaviyesi’nde celvetî şeyhi olarak irşad faaliyetlerinde bulunduğu belirtilir.

Hacı Bayram-ı Velî hazretlerini “pîr” olarak kabul eder ve şiirlerinde ona atıflarda bulunur. Şiirlerinde “Tâceddînzade” mahlasını kullandığı belirtilirken, bu mahlasın oğlu tarafından kullanılan mahlas olabileceği zikredilir. “Tâcî Divanı” adlı divanından bazı şiirler günümüze ulaşmış ve bu şiirlere bazı çalışmalarda da yer verilmiştir. Bakalım Osmanlı döneminde hangi padişah önem vermiştir.

Dergaha Osmanlı dönemi belgelerinde Taceddin Külliyesi, “Tâceddîn Velî Dergâhı”, “Tâceddîn Tekyesi”, “Tâceddîn Hanikâhı”, “Tâceddînzâde Mustafa Efendi Zaviyesi ve Camii”, “Tâceddînzâde Velî” adı ile kayıtlıdır. Külliye, cami ve bitişiğinde türbe, dergâh evi, çeşme ve hazireden meydana gelir. Külliye II. Sultan Mahmud zamanında çeşitli onarımlar geçirmiş, İkinci Abdülhamid Han ise kendi kişisel hazine-i hassasından büyük bir bütçe ayırarak 1892-1901 yılları arasında cami, minare ve türbeyi yıktırıp yeniden yaptırmış. Mehmed Akif’in millî mücadele yıllarında kaldığı ve


 

“İstiklal Marşı”nı yazdığı Tâceddîn Dergâh Evi ise Şeyh Osman Vafî Efendinin şeyhliği zamanında yaptırılır. Dergâh Evi’ni Eşref Edib şu şekilde tarif eder: “Dergâh deyince dervişler, âyinler hatıra gelmesin. Eşraftan birinin âdeta selamlık dairesi. Ufak bir köşk gibi muntazam yapılmış. İçi dışı boyalı. Döşenip dayanmış, güzel ve geniş bir bahçesi var. Türlü türlü meyveler. Önünde bir şadırvan, şırıl şırıl sular akıyor.”Günümüzde Tâceddîn Dergâh Evi iki katlı, ahşap çatılı küçük bir yapıdır. Basık bir giriş katı ve normal bir kattan meydana gelir. Bugün ziyarete açık olan dergah evi günümüzde “Mehmed Akif Ersoy Müzesi” olarak düzenlenmiş.


 

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlunun kabri bu derganın bahçesinde bulunmaktadır. BBP Eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 2009 yılında elim bir helikopter kazasının ardından aramızdan ayrıldı. Muhsin Başkan'ı ölüme götüren süreç hala gizemini korurken, Türkiye'yi yasa boğan olayda FETÖ izleri netliğini koruyor. Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte helikopterde bulunan 6 kişinin kaza süsü verilmek istenen bir suikast ile hayatlarını kaybettikleri kesinleşmiş gibi görünüyor.Bu olay yazılıp çizilse de suikasttir. Kim ne derse desin. Cümlesine rahmet olsun. BBP lider Muhsin Yazıcıoğlu, sağlığında Taceddin Dergahı'na defnedilmeyi vasiyet etmişti. Bu vasiyeti yerine getirildi. 

CELVETİYE TARİKATI: Halk içinde hakla birlikte.

Celvetiyye tarikatı, Bayramiyye tarikatının bir koludur. Bayramiyye ise Nakşibendilik ve Halvetiliğin birleşimi olarak kabul edilir. Bayramiyye ismini Hacı Bayram-ı Veli'den alır. Yani Nakşibendilik ve Celvetilik birbiri içine geçmiş bir haldedir. BBP liderinin defnedildiği Taceddin Dergahı da Celveti tarikatının dergahıdır. Milli Mücadele yıllarında Mehmet Akif Ersoy'u evinde ağırlayan da bir Celveti şeyhiydi. Yani Ersoy, İstiklal Marşı'nı bir Celveti tekkesinde yazmıştı.Şeyh Tâceddin Sultan; Selçuklu Devleti'nin son zamanlarında yetişmiş, Osmanlı Devleti'nin ise kuruluşunda manevî önderlerden olmuş Kayserili Şeyh Tâceddin Veli Hazretleri'nin soyundan gelen bir mübarek zattı.


Aklıma Fütüvvet ve ahilik teşkilatları geldi. Sırrını koruyan. Kadim teşkilatlar. Fütüvvet teşkilâtı ile tarikâtlar arasında önemli bir münâsebet vardır ve böylece bu teşkilâtlar manevî değerlerle iktisadî gayretleri bütünleştirmiştir. Ahî teşkilâtı ise, fütüvvet teşkilâtının Türkler tarafından geliştirilen ve özellikle Anadoluda yayılmış bulunan bir şeklidir. Ahi teşkilatı,günümüzde hem teşkilat yapısı hem teşkilatının içinde ki öğeleri ile birlikte hala tam olarak açıklığa kavuşmuş değildir. Oysaki fütüvvet teşkilatı devletler üstü bir yapı olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Fütüvvet teşkilatının ve dolayısıyla ahilerin temelinde horasan melamileri vardı!.

Anadolu selçukluları yıkılırken, Anadoluda ayakta kalan tek güç yapı ahi teşkilatı idi.Devletler üstü bir yapı. Ahilerin en üst merkezini oluşturan Türk ve İslam devletlerinin her birinin kuruluşunda etkisi olan kadim okul oluşturuluyordu. Önemli bir hususta Türk ve islam beyliklerinin kuruluşu ve gelişiminde yetkili olduğu kurum ahi teşkilatıdır.Ahi teşkilatları her Türk devletinin içinde bulunma adetlerini her devirde devam ettirmişlerdir. Yaşadığımız 21'nci yüzyılda acaba halen var mıdırlar. Merak konusu ilerleyen yazılarımızda değineceğiz. Fütüvvet Teşkilatını ortaya çıkaran Kadim Okul un sembollerinden biri. Üç Hilaldir. Ahi teşkilatlarının sırlı sembolü üç hilal olmuştur. Ahi teşkilatının istihbaratçıları, üç hilal sembolünü yaygınlaştıranlardır. Ahiler sayesinde üç hilal sembolü Osmanlı'ya kadar aktarılmıştır.

Ahi teşkilatlarının kullandığı üç hilalli bayraklar,Fatih Sultan Mehmed döneminde ilk kez askeri birliklerin sancaklarında görülmeye başlanmıştır. Fatih Sultan Mehmed'in bir istihbarat teşkilatı kurup bunu kurumsal düzeye oturtan ilk Osmanlı padişahı olduğu bir çok tarihçiler tarafından da kabul gören bir görüştür.İç içe geçmiş hilal sembolü içinde istihbarat teşkilatını da barındıran kadim bir Türk okulunun sembolüdür.

Bu okulun Horasan Melamiliğiyle, Piri Türkistan Hoca Ahmet Yesevi ile birebir ilişkisi vardır.İstanbul Eyüp semtinde bulunan Defterdar Ağa Camii, Türk ve İslam tarihinin en gizemli sembolünü aleminde barındırmaktadır. Tabi görebilene.


Taceddin sultan dergahını araştırırken. Dikkatimi çekti. Yüzbaşı kağan karakteri. 48'nci bölümde Taceddin sultan dergahına gidiyor. Burada paşa ile özel gizli görüşme yapıyor. İşin sırrı burada dizide mesaj verilmiş. Kadim Devletlerin Kadimden Gelen Vizyonları olur.


Vatana,Millete,Dava'ya adanmış bir ömür. Vefatı'nın yıl dönümü'nde Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. 25. Mart 2009. 11'nci yılı rahmet olsun.


Vatan sağ olsun. Cümle şehitlerimize. El Fatiha.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Burak İĞLİKÇİ Arşivi